Dünyanın en küçük restoranı olan SOLO PER DUE’de yalnızca bir masa var ve her öğünde sadece iki misafir kabul ediyor. İtalya’da bulunan SOLO PER DUE’de akşam yemeğinin fiyatı 500 €.
Sunulan yemekler, müşterilerin zevklerine ve isteklerine göre özel olarak hazırlanıyor. 500 metrekarenin altındaki küçük yemek odası, Roma’nın kuzeyindeki Vacone köyünün yakınında bulunan, 20. yüzyıldan kalma kırsal bir taş konağın parçasıdır.
KATI KURALLARI VAR
SOLO PER DUE yılın her günü öğle ve akşam yemeklerinde açık. Rezervasyonlar yılın herhangi bir zamanında, hatta çok önceden yapılabilir. En önemli şey, rezervasyon tarihinizden yedi gün önce, belirli bir son tarihe kadar onay vermeniz gerektiğidir. Kişiye özel yemeğin detayları onay noktasında tanımlanıyor. Katı kurallar var. Ziyaretçiler, rezervasyon yapmadan önce içeri göz atmak için istedikleri gibi uğrayamazlar. Bir yemek son dakika iptal edilemez. Konukların özenle hazırlanmış yemekleri hazırlayan ve servis eden tesis sahipleri tarafından kararlaştırılan belirli bir saatte gelmeleri gerekmektedir. Misafirler gelmeden 30 dakika önce yoldayken telefon etmeli ve oraya asla çok erken varmamalıdır, aksi takdirde kapalı bir giriş bulurlar ve onları karşılayacak kimse olmaz.
Harika bir konuma sahip olan Solo Per Due’nun kapısından içeri girdiğinizde, dünyanın dört bir yanından toplanan muhteşem palmiye türlerinin yetiştiği bir bahçe ile çevrili olacaksınız. Konak, arazisinde antik bir Roma villasının kalıntılarının bulunduğu ve konukların ziyaret edebileceği bir arazide yer almaktadır. Yemek günü girişte ve bahçede misafirleri karşılamak için yanan mumlar sıralanır.
BÜYÜLÜ BİR ATMOSFERDE AKŞAM YEMEĞİ
Masaya oturduğunuzda ışıklar sönüyor ve şamdanlar yanıyor; atmosfer büyülü hale geliyor, garson sadece gerektiğinde küçük gümüş zil ile çağrılıyor. Samimi romantik akşam yemeklerinin mükemmel bir şekilde kutlandığı bir yer olan restorana akın ediliyor ve yalnızca mevsimlik İtalyan yemekleri hazırlanıyor. Yemek odasının romantik dekoru, klasik bir Pompei tarzı kırmızı palet, kırmızı ve altın rengi masa örtüsü ve gümüş çatal bıçak takımı ile göz alıcı bir havaya sahip. Sandalyelerde, mobilyalarda ve masalarda eski baskılar, tarihi figürlerin büstleri gösterişli altın çerçeveli aynalar ve her yerde çiçeklerle zengin bir şekilde döşenmiş ve piyano da unutulmamış.
Yaz aylarında, taze ve mis kokulu çilekli üzüm çardağının altından zeytinlik ve üzüm bağlarıyla dolu vadinin büyüleyici panoramasının keyfini çıkarabilirsiniz. Yağmurlu kış akşamlarında içeride eski şöminenin önünü de tercih edebilirsiniz.
Dünyanın her yerinden buraya gelenler hikayelerini yazarak deneyimlerini düşünceler kitabında paylaşıyor.
Melek Demircioğlu, Evdenyiyelim
